20 Nisan 2009 Pazartesi

ÖSS KAYGISINA SON

ÖSS yaklaştıkça birçok öğrencimden “kaygılıyım hocam” cümlesini duyar oldum. O kadar zor bir konu ki kaygı; teşhisi zor olduğu gibi çözümü de oldukça zaman alıcı. Kaygı denince akla hemen korkular da gelir. Ancak korku ve kaygı arasında bazı farklılıklar vardır. Korkularımızı açıklarken nedenlerini teşhis etmek daha kolaydır. Duyduğunuz korkuyu açıklayacak nesne, olay veya durum nettir. Onu kolaylıkla tespit edebilirsiniz. Oysa yaşanan kaygının durumunun temelinde “belirsizlik” vardır.

Kaygının ana kaynağı Belirsizliktir!

Örneğin ÖSS ile ilgili oluşan kaygının temelinde; sınavın nasıl olacağını, sınav anında neler yaşayacağını, kaç net yapabileceğini veya neleri yanlış yapacağını bilememe gibi nedenlerin olduğunu düşünebiliriz. Ama yine de her öğrencinin yaşadığı kaygının net nedenini bulmak biraz daha zordur.

Elbette 12 yıllık eğitim yaşantınızın 3 saat 15 dakikada değerlendiriliyor olduğunu düşünmenin kaygı yaratmaması mümkün değil. Olayı biraz daha geniş tutarsak; bu 3 saat 15 dakika sonrasında elde edeceğin puan okuyacağın üniversiteyi, seçeceğin mesleği bir bakıma yaşam biçimini belirleyecek önemli bir etkiye sahipse kaygı duymamak imkansız bir durum olacaktır.

Hangi durumda olursanız olun sınavda başarılı olup olamayacağınızın cevabının belirsizliği sizin sınav anı ile ilgili daha da kaygı yaşamanıza sebep olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, belirsizlik durumlarında kaygı yaşamaktan daha doğal bir şey olamaz. Kaygı bu belirsizlik durumu ile oluşabileceği gibi, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, gerçekçi olmayan düşünce kalıpları, zamanı iyi kullanamamaktan ötürü iyi hazırlanamama, ailenin veya yakın çevrenin yüksek beklentileri gibi çeşitli nedenlerden dolayı da ortaya çıkabilir.

Hangi nedenden dolayı olursa olsun yaşadığınız bu olumsuz duygulanım durumunu değiştirmek elinizdedir. İşte bazı küçük ipuçları:

  1. Kendinizle yaptığınız iç konuşmalara dikkat edin. Bu konuşmaların olumsuz içerikte olduğunu fark ettiğinizde bunları olumluları ile değiştirmeye çabalayın.
  2. Sınav anı ile ilgili canlandırmalarınız olumlu içerik taşısın. Kendinizi nasıl hayal eder veya canlandırırsanız, o görüntülere göre duygular yaşarsınız.
  3. Kaygı veya korkuyu sürekli düşünmek bu duygudan kurtulmanın aksine, bu olumsuz duygu durumunun daha da çoğalmasına sebep olur.
  4. Sizi motive edecek sloganlarınız olsun. Duyduğunuzda veya okuduğunuzda sizde kararlılık ve güç duygusu oluşturan sözleri slogan olarak kullanın.
  5. Derin nefes alıp vererek içinizde birikmiş olan negatif enerjiyi dışa atabilirsiniz.
  6. Her zaman kendinize olumlu telkinlerde bulunun.
  7. Çevrenizdeki insanlara dikkat edin. Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Size kaygı veren tüm kişilerden uzak durmaya çalışın.

Gerçek Olmayan, Yersiz Bir Korkunun Nasıl Gerçekmiş Gibi Yaşandığını, Zihnin Gücünü Ve Olumlu Düşünmenin Önemini Anlatan Bir Hikaye:


Nick adında bir demiryolu işçisinin öyküsü bu. Nick, manevra sahasında çalışan güçlü, sağlıklı bir işçi. Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi ve işini yapan güvenilir bir insan. Ne var ki, kötümser biri, her şeyin kötüsünü bekliyor ve sürekli başına kötü şeyler geleceğinden korkuyor.
Bir yaz günü, tren işçileri, ustabaşının doğum günü nedeniyle bir saat önceden serbest bırakılıyorlar. Tamir için gelmiş olan ve manevra alanında bulunan bir soğutucu vagonun içine giren Nick, yanlışlıkla içerden kapıyı kapatıyor, kendini soğutucu vagonuna kilitliyor. Diğer işçiler Nick’in kendilerinden önce çıktığını düşünüyorlar. Nick kapıyı tekmeliyor, bağırıyor, ama sesini kimseye duyuramıyor, duyanlar da bu tür seslerin sürekli geldiği bir ortamda olduğu için pek kulak vermiyorlar. Nick gitgide telaşlanmaya ve vagonun içerisinde donarak öleceğinden korkmaya başlıyor. “Eğer buradan çıkmazsam, burada kaskatı donacağım” diye düşünmeye başlayarak vagonun içerisinde bulduğu yarısı yırtılmış bir karton kutunun içine giriyor.

Titremeye başlayan Nick eline geçirdiği bir kağıda ailesine son düşündüklerini şöyle ifade ediyor
“Çok soğuk, bedenim halsizleşmeye başladı. Bir uyuyabilsem! Bunlar benim son sözlerim olabilir.”
Ertesi gün soğutucu vagonunun kapısını açan işçiler, Nick’in donmuş bedenini buluyorlar. Yapılan otopsi, onun donarak öldüğünü göstermektedir. Fakat bu olayı olağanüstü yapan, soğutucu vagonun soğutma motorunun bozuk ve çalışmıyor olmasıydı. Vagonun içindeki ısı 18 derece idi ve vagonda bol hava vardı. Yani Nick’in korkusu, kendini gerçekleştiren bir kehaneti oluşturmuştu.

Kaybedenler, başarısızlığın getireceği cezaları gözlerinin önüne getirirken, kazananlar başarının ödüllerini gözlerinde canlandırırlar.

Rod Gilbert

Lütfi KARAMANOĞLU
KİMYA ÖĞRETMENİ VE EĞİTİM DANIŞMANI
karamanpasha@gmail.com

0 Comments:

 

blogger templates 3 columns | Make Money Online